Bir çok kişinin fikir sunduğu ama soru “Nasıl?”a geldiğinde yetersiz kaldığı “Beden Eğitimi okurken kendimizi nasıl geliştirebiliriz?” sorusunun cevabını farklı bir bakış açısıyla bu yazımızda sizlere sunacağız.
Ekseriyetin kendini geliştirmekten anladığı yabancı dil öğrenme, antrenörlük belgelerini alma, alanında uzmanlaşma… gibi noktalarda kesişiyor. Bunları söyleyen kişiye “Yabancı dil neden lazım? ” “Nerede kullanabilirim?” soruları sorulduğunda büyük ihtimalle daha önce hiç düşünmediği için cümlesini tamamlayamayacaktır. Eğitim sistemimizin temel problemi, sorgulamadan uzak yaklaşımlarla birlikte git gide hazıra alışan, formül arayan, formül çözüme ulaşmadığında çözümsüz kalan öğrenciler yetiştirmektir. Bu çok büyük problemin temelinin üzerine her şehre açılarak ahlaksızlık boyutuna gelen üniversiteler, her ne kadar özerk olsalar da bilgiden yoksun, literatürü takip etmeyen, öğreteceği bilime en ufak katkısı olmayan öğretim görevlileri yüzünden bu sorun akademik düzeyde de çok daha büyük problemlere sebep olmaktadır. Özellikle spor alanında, Türkiye’deki spor lisesi sayısı orta düzeydeki bir ildeki imam hatip sayısından daha azdır. Amiyane tabirle cemaatten çok imam olacaktır. Ayrıca bu da yetmez gibi bir de spor liselilerin aldığı katsayıyı da kaldırarak spor lisesini iyice işlevsizleştirdiler.
Eğitim sistemimizin yıllardan beri süre gelen gerek siyasi, gerek kültürel problemleri kendimizi geliştirmede hem pozitif hem negatif etki bırakmaktadır. Pozitif etkisi kendini geliştirmeye müsait çok az kişi var, negatif etkisi bütün bu imkansızlıklarla birlikte kendini geliştirmek biraz daha zor…
Literatürü Takip ve Yabancı Dil
Literatürü takip etmeyi pek sevmeyen, benimsememiş cahil hocalardan ders alan öğrencilerin yapması gereken en temel davranış okuduğu bölümün literatürünü takip etmektir. Türkçe kaynakların yetersiz olması zaten öğrenilmesi gereken yabancı dili akademik düzeyde çok daha iyi öğrenmeyi teşvik etmektedir. Yabancı dil öğretmek eğitimin temel gerekliliği olsa da aynı eğitim sisteminde yetişmiş cahillerce çocukken öğretilmesi gereken yabancı dil ilkokul, ortaokul, lise ve hatta üniversitede aynı ingilizce derslerini göstererek saçmalık boyutuna ulaşmış ve azıcık bir şeyler bilen kişileri dehşete düşürmektedir. Özellikle spor alanında her gün, yeni bir keşfe gebedir. 10 yıl önce bilinenler bugünden çok büyük ölçüde farklıdır ve yabancı kaynaklardan takip çok ama çok önemlidir. Bu sizi çok başarılı bir antrenör, çok başarılı bir öğretmen ve çok daha bilgili bir insan yapacaktır.
Antrenörlük Kursları
Antrenörlük kursları, sertifikalar, belgeler v.s. 1-2 gün, 1-2 haftada verilen süratli olması ve bir temelin üzerine verilmesi gereken evraklardır. Bir alanda kendinizi geliştirmek istiyorsanız o alan hakkında kabarık bir CV’ye sahip olmalısınız. Bu sebepledir ki alanınızı iyi belirleyip kurslara katılıp maddi durumunuz el verdiği ölçüde belge toplamalısınız. Burada dikkat edilmesi gereken temel esas hangi alanda uzmanlaşacağınızı çok iyi belirlemenizdir. Çünkü, Tek alanda uzmanlaşıp kendinizi o alanda en iyi hale getirmeniz, 2-3 alanda uzmanlaşmanızdan çok daha işlevseldir. Zira ne kadar çok bölünülürse kapsamda o ölçüde genişleyecek spesifik olan bilgi azalacaktır.
Diksiyon
En olmazsa olmaz konu kesinlikle konuşma yeteneğidir. Kişi her ne kadar kendini geliştirmiş olsa da kendini ifade edemeyip, kendini pazarlayamadıktan sonra hiçbir şeye yaramaz. Bizlere konuşma yeteneğini arttırmak için her seferinde kitap okumamız gerektiği söylendi. Ancak, öyle yazarlar vardır ki onları okuduktan sonra Türkçe’niz bozulur. Kitap okumak tabi ki cümleleri doğru kurmayı, sözcükleri doğru kullanmayı ve sözcük kapasitenizi arttırır. Ancak, doğru yazar okunmalıdır. Diksiyon konusunda çeşitli eğitimler veren yerlerde düşünülebilir. Ancak, tavsiyem kitap okumanın yanı sıra ülkemizde her ne kadar çok bulunmasa da konuşma yeteneği yüksek, bilgili, kelime havuzu geniş ve mimiklerini iyi kullanan insanları televizyonda denk geldiğinizde izlemenizdir.